top of page

YAPAY ZEKANIN YÖNLENDİRMESİNİ KİM YAPIYOR?

  • Yazarın fotoğrafı: Dr.Aliosman Dağlı
    Dr.Aliosman Dağlı
  • 20 Kas
  • 3 dakikada okunur

Yapılan her konuşmanın ve yazılan her yazının bilinsin ya da bilinmesin bir nazari yönü vardır. Nasıl ki bir nesne araya farklı mercekler koyunca büyüklük, şekil ve hatta renk tonu olarak farklı görünüyorsa, aynı şekilde mevcut bilgiler de farklı bakış açılarıyla umulmadık sonuçlara götürebilir. Meselâ bir genç kızın üniversite eğitimini yarıda bırakması, kadının ekonomik bağımsızlığını önemseyen çevrelerce büyük bir hata olarak görülebilirken, İslami bir bakış açısına sahip olan ve “Onlara söyleyin evlerinde otursunlar" ayeti kerimesinden ilham alan kişilerce isabetli karar olarak görülebilir. Yine maalesef birçok İslam iktisatçısı olduğunu iddia eden kişi marksist-liberalist ve provizyonist bakış açısı etkisinde kalarak görüş ileri sürmektedirler. Aynı ayet ve hadisleri delil almasına rağmen farklı sonuçlara varan birçok alim de, nazariyenin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaları açısından esasen birer şahittir. İslami bir düşünde metodunun ortaya konulabilmesi için usul-ü fıkhın çok iyi bilinmesinin gerektiği buradan kaynaklanmaktadır.

Yapay zekânım bilgiye ulaşımı hızlandırması, uzun zaman ve büyük emek olacak analizleri bir kaşık yemek yiyecek kadar kısa bir zamanda ortaya koyması, kendisine olan rağbeti gün geçtik arttırmaktadır. Ama elde edilen bilgilerin güvenirlik ve seçerliliği çoğu zaman araştırılmadan peşinen kabul edilme yoluna gidilmektedir. Halbuki kişisel tecrübem ve birçok uzmanın ifadeleri yapay zekânın henüz emekleme aşamasında olduğu yönündedir. Bu zafiyet, bir nebze yapay zekânın verilerinin sağlama yapılarak alınmasına vesile olacaksa da, ileriki dönemlerde bu sıkıntı aşılırsa maalesef mutlak hakikat olarak görülme riski ortaya çıkacaktır. Aynı kaynaktan gelmesine rağmen pis bir mekanda akan şebeke suyunu içmekten imtina eden kişinin, temiz bir ortam aradığı herkesin malumudur. Nedense bilgi edinmede bu titizlik umumen gözetilmemektedir. Ancak asıl büyük tehlike, bilginin kaynağı güvenilirlik ve geçerlilik açısından sağlama alındıktan sonra hangi bakış açısıyla sunulacağıdır.

Münafikun suresinin ilk dört ayeti bizlere bilginin doğruluğunun yeterli olmadığı, ne niyetle ve nasıl sunulduğunun da dikkate alınmasının gerektiğini tembih eder.

 

1-      Münafıklar sana geldikleri zaman “Biz tanıklık ederiz ki sen gerçekten Allah'ın (c.c.) elçisisin, derler. Allah (c.c.) da bilir ki sen mutlaka O'nun elçisisin, ancak Allah (c.c.) Allah (c.c.) şahitlik eder, münafıklar kesinlikle yalancıdır.

2-      Onlar yeminlerini kalkan yapıp insanları Allah’ın (c.c.) yolundan alıkoyarlar. Gerçekten ne kötü şey yapıyorlar.

3-      Bu, onların önce iman edip son inkar etmelerindendir, bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir ve artık anlamazlar.

4-      Onları gördüğün zaman cüsseleri hoşuna gider, konuştuklarında sözlerine kulak verirsin hoşuna gider. Onlar, sanki dayanmış kütük gibidir. Her gürültüyü aleylerinde sanırlar, Düşmandır onlar, onlardan sakın. Allah (c.c.) onların canlarını alsın, nasıl da döndürülüyorlar![1]

Yine Hz. Ali (r.a.) efendimiz haricilerle münazaraya gönderdiği Abdullah ibn-i Abbas (r.a.), “Haricilerle Kuranla tartışma, çünkü, Kur'an farklı yorumlamalara açıktır. Onlara Sünnetle yaklaş, çünkü Sünnette yoruma yer yoktur!”  buyurarak bilginin doğruluğunun kâfi gelmeyeceğini, yorumun da doğru olması gerektiğini ifade etmiştir. Yine Hz. Ali (r.a.) "Hüküm Allah’ ın (c.c.) dır." ayetini okuyanlar için, “Söyledikleri hakk ama, kastettikleri batıl” buyurmuştur.

İngilizler 18. ve 19. yüzyıllarda sömürgecilik faaliyetlerinde bulunduğu esnada işgal ettiği bölgelerin inanç esaslarını değiştiremediği takdirde, mevcut fikirle yaşayışın İngiliz tarzını ortaya koymaya çalışmışlardı. Hint alt kıtasında da Anglomüslim projesi başlatarak reformist, modernist ve ihyacı Müslüman modellerini İslam coğrafyasına farklı kültür ihraç etmişlerdir.

Yapay zekânın, teknik ve farklı kültürlere göre değişmez olan genel bilgileri aktarırken tehdit oluşturmayacağı düşünülebilirse de, dini-siyasi-tarihi ve fikri malumatı hangi bakış açısıyla sunduğu ve sunacağı konusundaki tehlike devam etmektedir.

Sonuç olarak yapay zekânın ortaya koyduğu konforlu durum İslami ölçü ve duyarlılıklar göz önünde bulundurularak kullanılırsa, ilmi ve fenni alanda büyük bir gelişmeye medar olacaktır. İmam-ı Gazali'nin Aristo mantığını İslamileştirdiği gibi, bizde yapay zekânın bilgilere ulaşma ve sunma usulünü İslamlaştırabilirsek, şarabı sirkeye çevirerek akışı hayra tebdil etmiş oluruz.


[1] Münafikun Suresi 1-4. ayet

 
 
 

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page