HIFZI MUHAFAZA İÇİN NE YAPILMALI
- Dr.Aliosman Dağlı

- 19 Kas
- 3 dakikada okunur
Yüce Mevlâ’nın zâtının bütün varlık âlemine üstünlüğü ne ölçüdeyse, Kur’an’ın da bütün beşer kelâmına üstünlüğü o ölçüdedir. Rabbimiz Kur’an'ı muhafaza edeceğini “Şüphesiz o Zikr'i (Kur'an'ı) biz indirdik biz! Onun koruyucusu da elbette biziz.” (Hicr, 15/9) buyurarak beyan etmiştir. Kur’an’ın muhafazasına vesile olabilmek, şereflerin en yücesidir. Bu yüce şeref, hafızlara ve onlara bu yolda destek olan ilim ve hayır sahiplerine aittir. Hafızlığın ne kadar yüce bir meziyet olduğu konusunda hiçbir müminin şüphesi yoktur. Ancak hıfzı zayıf, ahlakı bozuk, zekâ seviyesi düşük ve dinî yaşantısında istikrarsız kişilere bu yüce nişanın verilmesi, kanaatimizce, iyi niyetle yapılmış olsa da yanlış bir uygulamadır. Kur’an ehlinin taşıması gereken vasıflar birçok alim tarafından kaleme alınmıştır. İmam Nevevî, Kur’an-ı Kerim’e hizmet edenlerin taşıması gereken vasıfları, özellikle “Et-Tibyân fî Âdâbi Hameleti’l-Kur’ân” (Kur’an Ehlinin Âdâbı) adlı eserinde geniş bir şekilde açıklamaktadır. Nevevî’ye göre, Kur’an ehli yalnızca okumakla kalmamalı; aynı zamanda Kur’an’ın getirdiği ahlakı ve yaşam tarzını da temsil etmelidir. Bu vasıfların başlıcaları şunlardır.
· İhlas (Samimiyet): Kur’an’ı öğrenmek, öğretmek ve okumaktaki temel amaç, yalnızca Allah’ın rızasını kazanmaktır. Dünya menfaatleri veya insanların övgüsünden kesinlikle uzak durulmalıdır.
· Takva: Allah'a karşı derin bir saygı ve sorumluluk bilinci içinde olmak, Kur'an'ın helal kıldığını helal, haram kıldığını haram saymak ve yasaklarından titizlikle kaçınmaktır.
· Güzel Ahlaklı Olmak: Kur'an ehline yakışan, yumuşak huylu, sakin, vakur ve mütevazı olmaktır.
· Dünyadan Uzak Durmak: Kaba, cahil kimselerle oturup kalkmaktan, onlarla çekişmekten sakınmalı, kirli kazançlardan ve şüpheli işlerden uzak durarak nefsini aziz tutmalıdır.
· Cömertlik ve Yardımseverlik: Salih ve hayırsever kimselerle dostluk kurmalı, özellikle fakir ve ihtiyaç sahiplerine karşı mütevazı ve cömert olmalıdır.
· Hayatını Değerlendirmek: Kur'an'a hürmeten gafillerle birlikte gaflete düşmemeli, abes konuşmalardan ve boş işlerden kaçınmalıdır. Vaktini ilim, ibadet ve Kur'an'a hizmetle geçirmeye özen göstermelidir.
· Emr-i bi'l Ma'rûf nehy-i ani'l-Münker: İyiliği emretmeli ve kötülükten sakındırmalı, bu yolda kınayanın kınamasından korkmamalıdır.
· Tilavet Edebi: Kur'an okumaya başlamadan önce ağzı temizlemek ve temiz bir yerde okumak sünnettir.
· Murakabe: Okuma esnasında Cenab-ı Hakk'ın huzurunda olduğunun bilincinde olarak, Allah'ı görüyormuş gibi bir edeple okumalıdır. Çünkü kişi, Allah'ı göremese de şüphesiz Allah onu görmektedir.
Maalesef, yukarıda belirtilen hususiyetler gözetilmeden ve gerekli şuur verilmeden gençler ya hafızlığa teşvik edilmekte ya da zorlanmaktadır; bu durum eğitim sürecinde önemli sorunlara yol açmaktadır. Bu sorunlar genellikle pedagojik formasyonu olmayan öğreticiler tarafından baskı ve şiddet yoluyla çözülmeye çalışılmaktadır; bu durum ise hafız adaylarında ciddi psikolojik ve sosyolojik problemlere yol açmaktadır. Hafızlık eğitimini tamamlayanların bir kısmı dinî yaşantıdan geçici olarak uzaklaşmakta ve ne yazık ki rehabilite edilmek yerine dindar çevreden dışlanmaktadır. Yine, hafızlığını tamamlamış gençlerimizin birçoğu, maddi imkânsızlık, sınav kazanma isteği veya istihdam edilememe gibi sebeplerle hıfzlarını kısmen veya tamamen kaybetmektedir. Bu tespitlerin ardından, hafızlık süreci ve sonrasına ilişkin tavsiyelerimiz şöyle sıralanabilir:
· Hafızlığa hazırlık sürecinde Kur’an-ı Kerim’i doğru ve güzel okuma becerisi tam olarak kazandırılmalıdır.
· Diyanet müfredatı ve ahkama dair ayetler ezberletilmelidir.
· Hıfzı zayıf olan adaylar, farklı tekniklerle denenmelerine rağmen hâlâ yukarıdaki ezberleri tamamlayamamışsa, durum velilere ve yetkililere bildirilmelidir.
· Hazırlık sürecinde dinî ve ahlaki zaafları olduğu tespit edilen adaylar şayet rehabilitasyonu sağlanamazsa, hafızlık sürecine dahil edilmemelidir.
· Hafızlık kursunda öğreticilik yapacak kişilere derinlemesine pedagojik formasyon eğitimi verilmelidir.
· Şiddet eğilimli öğreticiler müstahdemlik ve benzeri görevlere düşürülmelidir.
· Hafızlık kurslarında çalışan personele gerekli tembihler yapılmalıdır.
· Hafızlık kursları gençler açısından cazibe merkezi haline getirilmelidir.
· Hafızlık eğitimi esnasında genel kültürü geliştirecek aktiviteler yapılmalıdır.
· Hafızlara, imam hatip liselerine ve ilahiyat fakültelerine sınavsız geçiş hakkı verilmelidir.
· Hafızlar, diyanette sınavsız olarak istihdam edilmelidir.
· Hafızlara, vatani görevleri sırasında özelliklerine uygun görevler verilmelidir.
· Hafızların evlendirilmesine yönelik STK’lar kurulmalıdır.
· Hafızlık şerefine muhalif söz, iş ve davranışlarda bulunan kişilerin belgeleri ve bu belgeye dayanarak elde ettiği kazanımlar ellerinden alınmalıdır.
· Her beş senede bir yine hafızların kendi aralarında seçtikleri kişiler tarafından hıfzlarının tespiti yapılmalı ve buna göre belgeler yeniden düzenlenmelidir.
Sonuç olarak, Kur'an-ı Kerim'in muhafazası şerefinin en yüce nişanesi olan hafızlık, şüphesiz her mümin için özenilen ulvi bir mertebedir. Ancak yukarıda da ifade ettiğimiz üzere, bu yüce görevi ifa edenlerin yalnızca metni ezberlemekle kalmayıp, İmam Nevevî'nin de vurguladığı gibi ihlas, takva, güzel ahlak ve dünyadan uzak durma gibi Kur'an ehlinin vasıflarını da temsil etmesi elzemdir. Mevcut sistemde, bu şuurdan yoksun yetiştirme ve pedagojik formasyondan uzak yöntemlerin, gençlerin psikolojisini olumsuz etkilediği, hatta bir kısmının geçici de olsa dinden uzaklaşmasına ve hıfzlarını kaybetmesine neden olduğu görülmektedir. Bu bağlamda, hafızlık eğitiminin geleceği için kapsamlı bir dönüşüm kaçınılmazdır. Önerilen hazırlık sürecinin iyileştirilmesi, pedagojik formasyonun derinleştirilmesi, kursların cazibe merkezi haline getirilmesi ve şiddet eğilimli öğreticilerin sistemden uzaklaştırılması gibi tedbirler, eğitim kalitesini yükseltecektir. Aynı zamanda, hafızların sınavsız geçiş ve istihdam gibi teşviklerle desteklenmesi, hıfzın korunmasını ve bu ilahi birikimin topluma hizmete dönüşmesini sağlayacaktır. Nihayetinde, hafızlık belgesine dayanan kazanımların sürekliliği ve hıfzın kalitesinin belirli periyotlarla denetlenmesi, bu ünvanın hak ettiği saygınlığı ve sürdürülebilirliği koruyarak, Kur'an'a hizmet davasını gelecek nesillere güçlü bir şekilde taşıyacaktır. DİB bu konuda birçok ilmî toplantı düzenlemiş ve ilgililere eğitim seminerleri vermiştir. Fakat geleneksel eğitim modelinin ıslahı günümüze kadar tam olarak gerçekleştirilememiştir. Bunun sağlanabilmesi için devrim niteliğinde radikal tedbirlerin alınması bizce kaçınılmazdır.



Yorumlar